Ümit YİĞİT
Röpotaj : Serdar Yörük
1 Mayıs 2015' te Eskiiz Tasarım Atölyesi' nde 'İşçiler Kardeş, Patron Kalleş' adlı onbirinci
kişisel sergisini gerçekleştirecek olan Ümit Yiğit ile hayatı, sanatı ve daha birçok şey üzerine keyifli bir söyleşi yaptık:
Sanatla ilişkiniz nasıl başladı
ve ne şekilde devam etti?
Tercihlerimizi hep çocukluğumuzda
yaşadıklarımız belirliyor aslında.o zamanlar oyunlarımız hep
sokaktaydı. Akranlarım genelde futbol oynarken ben ve kafa dengim
çocuklar maket evler yapardık çerden çöpten. Tel taktığımız
plastik arabalarımızı modifiye eder boyardık. Hep bir şeyleri
bir şeylere uyarlar boyar. Yeniden yaratırdık.sonra okulda illaki
resim dersi iyiydi.mesela lisede hiç resim dersi görmedim.tepecik
motor meslek lisesi ..ve o dönem üst sınıftan abilere ısmarlama
ANATOMİ ağırlıklı desenler çizerdim.aslında farkında olmadan
hep desen çalışmışım.
Eserlerinizde seçtiğiniz temalar
nelerdir?
İnsan odaklı resimler.onların günlük
iddiasız olağan halleri. Kaybedecek fazla şeyleri olmayan
insanlar. Tabii ki ironi var..biraz hüzün..ama yaşama dair umutlu..
Tercih ettiğiniz üslubu, anlatım
dilinizi açıklar mısınız?
Üniversite yıllarında karikatür
çiziyordum 2001 yılına kadar sürdü bu. Grafik mizah türü.sonra
resim başladı.bir süre figürsüz resimler çizdim.nedense
karikatürü atmak istiyordum üzerimden. Sonra aslında disiplinler
arası bir yadsımanın bana zarar verdiğini anladım. Sonra sürece
bıraktım. Benim yaşama ve insana dair hikayelerim vardı ve bunları
resim adına bütün öğretilmişlerden uzak anlatmaya
başladım.olabildiğine özgür.üslup stil denen şeyin insanın
esir almaktan başka işe yaramadığını gördüm. Asıl olan samimi
olmak, ön yargı ve kalıptan uzak.
Eğitimci yönünüz üretiminizi
nasıl etkiliyor?
Eğitimci yönüm sadece hayatta kalma
ve maddi imkanı doğrultusunda malzeme alıyorum sadece o. Yani
resmime asla bi katksı olamaz. Belki şöyle var saçmasapan bir
sistemden bir şekilde uzak tutuyor.
Türkiye ve İzmir' deki sanat
üretim ortamı ve piyasasını nasıl buluyorsunuz?
Bu soru çok sorulur. Aslında bir çok
şeyden bağımsız bir soru değildir.şu ana her şeyin çok grift
olduğu bir dönemdeyiz. Beylik bir cevap verip İzmir' de piyasa yok
diyebilirim. İşin orasında değilim umurumda da değil. Tabii ki sadece
resimden hayatını kazanan için çok zor. Ama bu İstanbul içinde
böyle. Belki benim belirli bir maaşımın olması tuzumu kuru
tutabilir. Ama unutulmamalı bu piyasa dediğimiz şeye tutunmak
sadece iyi bir şeyler üretmekle olmuyor. Çok farklı bedeller
istenir ve sende tercihini yaparsın. Türkiye gerçeğinden
farksız. Derdiniz resimle sanatla var olmaksa bedel bellidir. Para
kazanmaksa onun da bedeli vardır. Durduğun yer önemlidir.
İzmir' de yaşayan ve sanatla
ilgilenen gençlere, öğrencilerinize, önerileriniz nelerdir?
Ne denebilir ki. Zor bir yol. Bu iş
önceden tarifi standardı belirlenen bir iş değil. Yani demem o ki
farklı bir işte yol bellidir. Kar zarar hesabı, alacak verecek.
Burada yürek konur. Acı çekilir ve mutlu da olunur. Ama bunları
ne zaman nasıl yaşayacağını tahmin edemezsin, yaşarsın.
Sizi takip etmek isteyen sanat
severler eserlerinize nasıl ulaşabilirler? Sırada, tarihleri
belli, sergileriniz var mı?
Yoğun çalışıyorum. Samimiyetine
inandığım her oluşumda varım. En yakın, 1 Mayıs 2015' te
Eskiiz Tasarım Atölyesi' nde 'İşçiler Kardeş, Patron Kalleş'
adlı onbirinci kişisel sergim gerçekleşecek.